Ukrayna gazetelerinin haberlerine göre Ukrayna ordusu Pazartesi günü Kırım’ı Rusya anakarasına bağlayan Kerç Köprüsü’ne bir saldırı düzenledi.
İki kamikaze insansız deniz aracıyla gerçekleştirilen saldırı iki sivilin ölümüne ve köprüde hasar oluşmasına yol açtı. Bir kız çocuğu da ağır yaralandı.
Ukraynalı yetkililer bombalamanın sorumluluğunu kamuoyu önünde kabul etmezken, aralarında Ukrainskaya Pravda, Ukrayna devlet kanalı Suspilne ve New Voice of Ukraine’nin de bulunduğu çok sayıda Ukraynalı yayın organı hükümetin olaya karıştığını iddia eden kaynaklara atıfta bulundu.
NATO’nun küresel savaş hazırlıklarını önemli ölçüde arttıran Vilnius zirvesinin ardından gelen saldırı Ukrayna’daki çatışmanın tırmanmaya devam ettiğini göstermektedir.
Bu, Kerç Köprüsü’ne düzenlenen ikinci büyük saldırı oldu. Ekim ayında bir intihar bombacısı bir kamyondaki patlayıcıları infilak ettirerek köprünün bir şeridini tahrip etmiş ve paralel şeritte çalışan bir trene zarar vermişti. Ukraynalı yetkililer başlangıçta önceki saldırıdaki rollerini kabul etmemiş olsalar da daha sonra Mayıs ayında saldırının sorumluluğunu kabul ettiler.
Rus yetkililer son saldırıda köprünün ayaklarının zarar görmediğini ancak bir şeridin tamamen değiştirilmesi gerektiğini belirttiler. Paralel yönde uzanan şerit ise yaklaşık 70 ila 80 santimetre yer değiştirdi.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin danışmanı Mihaylo Podolyak, saldırının sorumluluğunu resmi olarak kabul etmemekle birlikte, “Rus kitlesel katliam araçlarını taşımak için kullanılan yasa dışı yapılar ister istemez kısa ömürlü oluyor,” dedi.
ABD’nin köprü saldırısıyla arasına mesafe koymaması dikkat çekicidir. Pentagon Basın Sözcü Yardımcısı Sabrina Singh, saldırı sorulduğunda “Kırım Ukrayna’nın bir parçasıdır” açıklamasında bulundu.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ise konuyla ilgili olarak “Ukrayna topraklarını, halkını ve özgürlüğünü savunmak için bu savaşı nasıl yürüteceğine karar verebilmelidir,” dedi.
ABD’li bazı eski yetkililer daha önce Kırım’a ve özellikle Kerç Köprüsü’ne yönelik saldırıları teşvik etmişti.
Temmuz 2022’de Times of London, NATO’nun eski Avrupa Yüksek Müttefik Komutanı ABD’li General Philip Breedlove’un açıklamalarına yer verdiği “Rusya’nın Kırım’a giden köprüsünü bombalayın, Ukrayna’ya çağrı” başlıklı bir makale yayımlamıştı.
Breedlove gazeteye verdiği mülakatta “Kerç Köprüsü meşru bir hedeftir,” diyor ve ekliyordu: “Konuştuğum birçok kişi Kerç Köprüsü’nün ‘indirilmesi’nin [yok edilmesinin] Rusya için büyük bir darbe olacağını söylüyor.”
ABD, Ukrayna’nın Rusya anakarasındaki saldırılarına özel olarak izin verdi ve Ukrayna’nın Kırım’daki saldırılarını açıkça destekledi. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Victoria Nuland Şubat ayında yaptığı açıklamada Ukrayna’nın Kırım’a yönelik saldırılarına atıfta bulunarak “Bunlar meşru hedefler,” dedi. “Ukrayna onları vuruyor. Biz de bunu destekliyoruz.”
Saldırıdan birkaç saat sonra Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Karadeniz’deki Rus ablukası üzerinden Ukrayna tahılının ihracatına izin veren anlaşmadan çekildiklerini açıkladı. Peskov bu hamlenin saldırıya bir yanıt olmadığını iddia etti. Karadeniz Tahıl Girişimi olarak bilinen anlaşmanın süresi dün sona eriyordu.
Ukrayna geçtiğimiz ay, şu ana kadar Rusya’nın ana savunma hatlarını geçmeyi başaramayan bir askeri saldırı başlattı. Bu hafta New York Times, saldırı sırasında Ukrayna’nın savaş ekipmanlarının yüzde 20’sinin imha edildiğini ya da hasar gördüğünü, bunların arasında gelişmiş Batı tankları ve zırhlı araçların da bulunduğunu bildirdi.
Bu muazzam kayıplar karşısında Ukrayna’nın kara harekatı en azından kısmen durmuş durumda. Ukrayna bunun yerine NATO’daki destekçilerinin sağladığı yeni silahları kullanarak Rus topraklarının derinliklerine uzun menzilli saldırılar düzenlemeyi hedefliyor.
Geçtiğimiz ay Ukrayna, Birleşik Krallık tarafından sağlanan Storm Shadow füzelerini kullanarak Kırım ile güney Ukrayna arasındaki Çongar Köprüsü’ne saldırdı.
Mayıs ayında ise Ukrayna güçleri Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Moskova’daki Kremlin’de bulunan konutuna bir insansız hava aracı saldırısı düzenledi. Son saldırıya benzer şekilde ABD, Ukrayna’nın Rusya Devlet Başkanına yönelik suikast girişimini dahi reddetmedi.
Blinken, “Ukrayna’nın bir insansız hava aracı saldırısıyla Devlet Başkanı Vladimir Putin’e suikast girişiminde bulunması” konusunda yorum yapması istendiğinde, “Kendini nasıl savunacağına karar vermeyi Ukrayna’ya bırakıyoruz” yanıtını verdi.
Son saldırı, Savunma Bakanı Lloyd Austin ve Genelkurmay Başkanı Mark Milley başkanlığındaki Ukrayna Temas Grubu’nun planlanmış toplantısından sadece bir gün önce meydana geldi.
Toplantı öncesinde Ukrayna Savunma Bakanı Oleksiy Reznikov, Ukrayna’ya ilave silah sevkiyatı yapılacağını ima etti:
Hatırlatmak isterim ki, uzun süredir cephede olan her yabancı silah tipi için önce ‘Hayır, bu olmaz, bu imkansız’ sözlerini duydum. Aslında mümkün ama sadece zamanı gelince ve bizim azmimizle. 18 Temmuz’da Ramstein formatında yapılacak bir sonraki toplantıda imkansızı başarmaya devam edeceğiz.
Temas grubu toplantısı, geçen hafta Vilnius’ta yapılan ve Doğu Avrupa’da konuşlu NATO birliklerinin sayısını artırma ve NATO üyelerinin savunma harcamalarını önemli ölçüde genişletme sözü verilen NATO zirvesinden sonra yapılan ilk toplantı olacak.
Biden zirveden ayrılırken kendisine Ukrayna’ya daha uzun menzilli füzeler gönderilmesi konusu soruldu. “Efendim, karadan karaya füzeler olan ATACMS göndermeyi düşünüyor musunuz?” sorusuna Biden, “Bunun üzerinde çalışıyoruz” yanıtını verdi.
Kyiv Independent’ın haberine göre, 14 Temmuz’da, Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Başkanı Andriy Yermak, gazetecilere yaptığı açıklamada, Ukrayna’nın ABD’den uzun menzilli ATACMS füzelerini almaya “çok yakın” olduğunu söyledi.
